21 Şubat 2012 Salı



DOSYA YÖNETİMİ

Daha önceki konularda da bahsetmis oldugumuz gibi bilgisayar çesitli türlerde
olabilir fakat bilesenleri degismez. Bilgisayarların ekran gibi çıktı birimleri, klavye
gibi girdi birimleri ve kasa gibi islemlerin gerçeklestigi birimleri degisik sekillerde
de olsa mutlaka bulunur. Yukarıdaki resimde masaüstü bilgisayar örnegi
verilmistir. Dizüstü bilgisayarların farkı resimde görünen tüm birimlerin tek parça
halinde olmasıdır.
Bilgisayarın tüm birimlerinin elektrige baglı oldugundan emin olduktan sonra
açma dügmelerini kullanarak bilgisayarı açabilirsiniz. Cihazın fislerini topraklı
prizlere takmanız daha dogru olacaktır. Mümkün ise kesintisiz güç kaynagı
kullanmanız, elektrik dalgalanmaları veya kesintileri durumunda bilgisayara ve
bilgilerinize gelecek zararları engelleyecektir.
Bilgisayar dügmesine basıldıktan sonra 1-2 dakika içinde kullanıma hazır hale
gelir. Bilgisayar ile isiniz bittiginde bilgisayarı kapat seçenegini kullanmanız,
gerekli kapatma islemlerinin yapılıp bilgisayarın güvenli bir sekilde kapanması için
gereklidir. Bilgisayarın daha hızlı açılması için hazırda bekleme seçenegi de
vardır. Sürekli hazırda bekleme konumu ile kullanılması bilgisayarı her yeni
açılısta biraz yavaslatır. Bu nedenle arada bir normal kapatma seçeneginin
kullanılması daha uygun olacaktır.


Arayüzü tanıma


Yukarıdaki resim Windows XP isletim sisteminin ekran görüntüsüdür. Farklı
görünümlerde olabilmesine karsın, temel yapı degismez. Mavi renkte görünen
bos bölüm masaüstü denilen bölgedir. Kütüphanede çalısırken nasıl ilgilendiginiz
kitapları masanızın üstüne alıp çalıstıgınız kitabı her seferinde raftan
almıyorsanız, benzer sekilde sık olarak ihtiyaç duydugunuz dosya ve klasörleri
masaüstüne yerlestirip daha hızlı bir sekilde ulasabilirsiniz. Geri dönüsüm
kutusu da bir simgedir. Diger simgelerden farkı silinmis ögelere buradan
ulasılabilmesidir.
Resmin alt tarafında görünen gri renkli bölüm ise görev çubugudur. O sırada
kullandıgınız dosyalar burada gösterilir. Baslat menüsü bilgisayardaki tüm
islemlere ulasılabilecek menüdür. Görev çubugunun sag tarafında saat bulunan
yer ise o sırada çalısmakta olan programların gösterildigi yerdir. Örnek olarak
virüs programını siz dogrudan kullanmazsınız fakat o sürekli çalısır. Bu tür
programlar bu bölümde gösterilir.


Masaüstü, Fareyi (Mouse) kullanma


Bilgisayarı kullanırken girdi araçlarından bahsetmistik.
Fare (mouse) de klavye gibi girdi araçlarından biridir.
Klavye ile yapamadıgımız islemler için fare aracını
kullanırız. Farelerde genelde 3 tus bulunur. Sol tus
(solak olanlar bu düzeni degistirebilirler) seçim ve
islem amacıyla kullanılır. 1 defa tıklama seçim, 2 defa
tıklama ise islem yapmaya yarar. _slem ile belirtilen
klasörün görüntülenmesi, dosyanın açılması veya
seçenegin kabul edilmesidir.
Sag tus o anda kullanabileceginiz seçenekleri gösterir.
Bunlar arasında kesme, kopyalama, yapıstırma,
açma, özellikleri görüntüleme gibi islevler vardır.



Simgeler ile çalısma


Bilgisayar bizim pek çok isimize yarasa da, bilgisayarın bir islem yapabilmesi için
kullanıcının ona komut vermesi gerekir. Simgeler bilgisayara komut vermenin en
pratik yoludur. Resimde görünen iki simge iki farklı klasöre aittir. resimler
klasörü fare ile üzerine bir kez tıklanarak seçili hale getirilmistir. Bir simge
herhangi bir dosyayı, kısayolu veya dizini tanımlayabilir. _stediginiz islemi
yapabilmek için simgenin seçili durumda olması gerekir. Bilgisayar seçili
olmayan, yani üzerinde islem yapılacagı belirtilmeyen, Hiçbir simge üzerinde islem yapamaz.

PC Dosya Yönetim Sistemi (FAT - NTFS)

Dosya yönetim sistemlerine geçmeden önce, sabit disklerle ilgili bazı tanımlamaları bilmekte fayda var.

 Kafa (Head) : Sabit disklerde okuma/yazma işlemini yapan mekanik parça.
Ø
 Plaka (Plate) : Bilgilerin yazıldığı parça. Bir sabit disk, birden çok
Ø diskten oluşur. Üste üste gelmiş bu diskler plaka olarak adlandırılır.
 İz (Track) : Sabit diskte bulunan plakaların üzerinde gözle
Ø görülmeyecek eş merkezli daireler vardır. İşte bu dairesel çizgilere track (iz) denir.
 Sektör (Sector) : İz yapısının bölünmesiyle oluşan ve sabit disk
Ø üzerinde adreslenebilir en küçük alana denk gelen parçaya sektör adı verilir.
 Küme (Cluster) : Sektörler üzerinde tanımlanmış en küçük küme olarak
Ø tanımlanabilir. Normalde FAT 16, FAT 32 ve NTFS dosya sisteminde, harddiskteki bölümün kapasitesine göre formatlama sırasında standart olarak belirlenmiş boyutta kümeler oluşmaktadır. Cluster'ların boyutunu, cluster'ları kullanan dosya sistemi ve bölümün kapasitesi belirlenir. Ancak cluster'ların boyutu formatlama sırasında (/Z:n) parametresi ile elle de ayarlanabilir.
 Arayüz (Interface) : Sabit disklerin hangi ara birimi kullandığını belirtir.
Ø

http://img352.imageshack.us/img352/9741/microsoftwordiletimsistbs6.jpg

 RPM (Rotation Speed Moment) : Disklerin dakikadaki dönme hızlarını
Ø belirtir. Şu anda piyasada bulunan IDE sürücüler, 5400 rpm ve 7200 rpm hızlarındayken, SCSI sürücülerdeki diskin dönme hızı10000, 15000 rpm hızlarında dolaşmaktadır.
 Veri Erişim Hızı(Data Access Time) : Sabit diskteki kafanın, bir
Ø veriye erişebilmesi için bir izden diğer bir ize geçerken kaydettiği zamandır. Kullanılan zaman birimi milisaniyedir. Bu süre ne kadar kısa olursa o kadar iyidir.

1.FAT Dosya Yönetim Sistemi

FAT (File Allocation Table –Dosya Yerleşim Tablosu-) Nedir
?

Dosya yerleşim tablosu ( FAT ), bir diskte bulunan dosyalara ait bilgilerin kayıtlı olduğu alanları belirtmeye yarar. Bir başka deyişle FAT, bir diskin haritası gibidir.

FAT Nasıl Çalışır?

Bu tarz dosya sistemleri File Allocation Table - Dosya yerleşim tablosu - adlı bir sistem kullanırlar.Bu sistemde partisyon her biri belli miktarda sektör içeren "cluster", küme isimli parçalara ayrılır ve hangi dosyaların bu cluster parçalarından hangilerine yerleştiği, hangi cluster parçalarının boş, hangilerinin dolu olduğu gibi bilgiler FAT üzerine yazılır. İşletim sistemi de herhangi bir dosyaya erişim yapmak istediğinde dosyayı bulmak için FAT üzerine yazılan bu bilgilerden faydalanır.

FAT Çeşitleri (FAT16, FAT32, VFAT)

FAT 16:

DOS, Windows 3.1 ve OS2 sürümü öncesi Windows 95 işletim sistemlerinin kullandığı dosya sistemidir. Eski bir dosya sistemi olduğundan dolayı bir takım eksikleri ve dezavantajları bulunmaktadır. Bunlardan ilki kök dizininin (root) sınırlandırılmış olmasıdır. FAT16 sisteminde açılıştaki primary bölüme ait root dizini, FAT tablosu ve partisyon boot sektörü cluster içinde yer almazlar ve sayısı belli olan sıralı sektörlerde tutulurlar. Bu sayının belli olması kök dizine yapılacak eklentilerin belli bir sınırı olması sonucunu doğurur. Kısaca alt dizinleri istediğiniz kadar uzatabilmekle birlikte Birincisi, FAT16 bölümlerdeki kök dizinde belli uzunlukta girişle sınırlandırabilirsiniz. İkincisi, FAT16 dosya sisteminde adresleme, adıüstünde 16 bit olduğundan adreslenebilen maksimum cluster sayısı 65525’tir ve bu cluster’larin maksimum boyutu 32KB .Bu da bizi FAT16 kullanan bir disk ya da partisyonun 2GB’dan daha büyük olamayacağı sonucuna götürür. Üçüncüsü, FAT16 elindeki bos sabit disk ya da partisyon alanını bir şekilde elindeki bütün cluster’lara dağıtmak zorundadır. Bu nedenle sabit diskin boyutu büyümeye başladıkça cluster boyutu da büyür. Cluster’lar bölünemezler ve ancak tek bir dosya yahut dosya parçasını taşıyabilirler.

Sanal Dosya Yerleşim Tabloları(Virtual File Allocation Tables – VFAT) :

Windows 95 ve NT nin kullandığı dosya sistemi.Kısa bir süre sonra yerini FAT32 ye bırakmıştır.

FAT 32:

Windows 95, OS2, Windows 98, Windows 2000 ve Linux tarafından tanınıp kullanılabilen ve FAT16’dan daha gelişmiş bir dosya sistemidir.
 İlk olarak FAT32’de herhangi bir kök dizin sınırlaması yoktur.
·
 İkinci olarak FAT32, FAT16’daki 16 bit adresleme yöntemi yerine 32 bit
· adresleme yöntemi kullanır. Bu sayede herhangi bir disk ya
da partisyon FAT32 altında 2 TerraByte (yaklaşık 2000 GB) uzunluğunda olabilir.
 Üçüncü olarak ise FAT32 cluster boyutlarını ufak tutarak boşalan israfını
·
azaltır. FAT32 altında tek bir dosyanın erişebileceği maksimum boyut 4 GB ile sinirlidir.

2. NTFS Dosya Yönetim Sistemi

NTFS Nedir?


NTFS (New Technology File System –Yeni teknoloji dosya sistemi-); Windows NT ve devamı olan Windows 2000, XP tarafından desteklenen bir dosya sistemidir.

NTFS Nasıl Çalışır?

NTFS, dosya konumlarını FAT sistemindeki gibi bir ana indeks olarak saklamakla birlikte (MFT, Master File Table –Ana dosya tablosu-) dosyanın yerleştiği konumları ve diğer bilgileri her cluster’in içinde ayrıca saklayarak daha güvenilir bir yapı sunar. Ancak bu
arada oldukça geniş bir disk haritası oluşturur ve bu bilgiler önemli bir yer kapladığından dolayı400MB’den ufak disk yahut partisyonlarda NTFS kullanılması önerilmez. Dosya konumlarıyla ilgili bilgileri cluster içlerinde de saklayarak daha güvenli bir dosya sistemi yapısı sunar.
 Cluster boyutu partisyon boyutuyla sinirli değildir ve 512 byte
Ø değerine kadar 23 ayarlanabilir. Bu da disk üzerinde dosyaların parçalanmasını azaltarak hem bos alanın verimli kullanılmasını, hem de özellikle yüksek kapasiteli sabit disklerde performans artışını beraberinde getirir.
 Yaklaşık 16 GB’a kadar uzunlukta olan tek parça dosyaları destekler.
 ACL (Access Control List, Erişim kontrol listesi) özelliği sayesinde  sistem yöneticileri tarafından hangi kullanıcıların hangi dosyalara erişebileceği ile ilgili kısıtlamaların koyulabilmesini sağlar.
 Bütünleşik dosya sıkıştırma özellikleri içerir.
 Uzun dosya isimlerini ve Unicode kaynaklı dosya isimlerini destekler. Unicode, dosya isimlendirilmesi sırasında karakterlerin tanımlanması için ikilik sistemde kodlar kullanılmasını öngören bir standarttır. Bu standarda göre Unicode kullanılarak verilmiş olan dosya isimleri Unicode kullanabilen dosya sistemleri tarafından tam olarak nasıl hazırlanmışlarsa şekilde görünürler (örneğin Japonca
yahut Arapça gibi). NTFS dosya sistemi kullanan Windows NT ve Windows 2000 sürümleri FAT sürücüleri görebilir ve bu sürücülerdeki dosyaları okuyabilirler (Windows NT FAT16’yi, Windows 2000 FAT16 ve FAT32’yi görür). Ancak FAT kullanan Windows 95, 98 ve DOS gibi işletim sistemleri NTFS bölümlerini göremezler, dolayısıyla dosya sistemi NTFS olan disk yahut partisyonlara ait verileri okuyamazlar. Bu nedenle sisteminizde örneğin FAT32 altına kurulmuşbir Windows 98 ve NTFS partisyona kurulmuş olan bir Windows 2000 varsa Windows 2000 FAT32 partisyona kurulu olan Windows 98’e ait dosyaları görebildiği ve bu sürücüye bir isim verebildiği halde, Windows 98 NTFS altındaki Windows 2000 dosyalarını göremeyecek ve bu partisyonu bir disk gibi algılayamayacaktır. Bu nedenle bu sürücüye herhangi bir sürücü ismi vermez.











14 Aralık 2011 Çarşamba

Monitörler
Monitörler bilgisayar ile kullanıcı arasındaki görüntülü iletişimi sağlayan çıkış aygıtlarıdır.


CRT Monitörler


Bir monitörün en önemli parçası çeşitli elektronik devrelerle birlikte CRT (Chatode Ray Tube – Katot Işınlı Tüp) denilen havası boşaltılmış ve ön yüzeyi binlerce fosfor noktacığından (dot) oluşan koni şeklindeki tüptür.

Bu tüpün geniş tarafı dikdörtgen şeklindedir. Diğer dar tarafında ise elektron tabancası bulunur.

Tabanca içerisindeki katot levhaları tel ızgaralar ile ısıtılır ve tüp içerisinde serbestçe dolaşan elektron bulutu oluşturulur. Negatif kutuplandırılan katotlar ile pozitif kutuplandırılan ekranın dış yüzeyi arasında büyük bir gerilim farkı oluşur. Bu durumda katotlarda oluşan elektronlar dış yüzeye doğru fırlar.

Sabit olarak yerleştirilen odaklama elemanları bu elektronları bir araya getirerek bir ışın halinde ekran orta yüzeyinde odaklar. Bu ışını ekranın istenilen taraflarına yönlendirmek için elektron tabancasının etrafında yatay ve dikey saptırma bobinleri bulunur. İşte bu ışının ön yüzeyde gezdirilmesi suretiyle ortaya görüntüler çıkar.

Ekran kartından sinyal geldiği müddetçe bu ışın monitörün sol üst köşesinden başlayarak fosfor ile kaplı ön yüzeyi tarar. Burada fosfor kullanılmasının sebebi son nokta taranıncaya kadar resmi ekranda tutmak içindir.

Elektron demetinin ekranı saniyede kaç defa taradığı ekran kartı tarafından belirlenir. Bu değer saniyede 50 ile 120 arasında değişir. Bu değerler “tazeleme” frekansı olarak isimlendirilir. Değerin yüksek olması görüntü kalitesini ciddi ölçüde artıracaktır. Değer düşük olursa monitörde gözü yoran kıpraşımlar daha da fazla olacaktır.



Renkli monitörlerde renklerin oluşması için üç temel renk (kırmızı-yeşil-mavi) kullanılır. Her renk için elektron tabancası içerisinde bir ışın demeti oluşturan eleman vardır. Ayrıca ekran yüzeyi de üç ayrı renkten oluşan fosfor tabakasından oluşur. Bu tabakalar delikli bir maskenin arasından aydınlatılır. Hassas bir şekilde ayarlanan bu deliklerde her renge ait ışın demeti sadece o renge çarpar.

Monitördeki her nokta üç ayrı renkteki fosfor damlacığından oluşur. Bu üç fosfor damlacığı da bir araya gelerek “pixel” leri oluşturur. Birbirine en yakın aynı renkteki iki noktanın merkezleri arasındaki uzaklığa “dot pitch” denir. Nokta aralığı anlamına gelen bu ifadenin bu günkü değerleri 0.24 mm ile 0.28 mm arasında değişmektedir. Bu değerlerin küçük olması görüntü kalitesinin artması anlamına gelir.



LCD Monitörler
LCD (Liquid Cyristal Diode) monitörlerde görüntü sıvı kristal diyotlar yardımıyla sağlanmaktadır. Bu diyotlara gerilim uygulandığında, içlerindeki moleküllerin polarizasyonu değişmekte ve beraberinde de diyodun geçirgenliği değişmektedir. Bu duruma dijital saatlerde de rastlamaktayız. Normalde şeffaf olan bu diyotlara gerilim uygulandığında geçirgenliklerini kaybederler ve siyaha dönerler. Renkli LCD monitörlerde ise çok ufak ve birden fazla diyot kamanı kullanılarak görüntü alınmaktadır.





LCD monitörler DSTN ve TFT olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ucuz olan ve “passive matrix” teknolojisini kullanan DSTN (Dual-Scan Twisted Nematic)’ler çözünürlükleri ve görüş açıları TFT’lerden düşük olan monitörlerdir. Bu monitörler genelde dizüstü bilgisayarlarda kullanılmaktadır. TFT (Thin Film Transistor)’ler ise “active matrix” adı verilen ve görüntüyü daha parlak ve keskin gösteren bir teknoloji kullanırlar. TFT’lerde her piksel bir ya da dört transistör tarafından kontrol edilir ve bu sayede flat panel ekranlar arasında en iyi çözünürlüğü sunarlar.
Interlaced ve Non-Interlaced Monitör



Interlaced monitörlerde önce tek satırların daha sonra da cift satırların tazelendiği bir tarama şekli kullanılmaktadır. Bu yöntem ekran çözünürlüğünü artırmak için uygun bir yöntemdir, fakat ekranda titreşime sebep olunmaktadır.

Non-interlaced monitörlerde ekranın üstünden altına doğru bir döngü ile her satır tazelenir. Bu olay titreşimi azaltmaktadır ve günümüzde bu tip monitörler kullanılmaktadır.


256, Yüksek ve Gerçek Renkler

Monitörde görüntülenen renk sayısı ekran kartının hafızası ile ilgilidir. 256, yüksek ve gerçek renk terimleri renk bilgisini depolamak için kullanılan bit sayısını ifade eder. Bit sayısının fazlalığı, renk sayısının ve aynı zamanda video RAM’in fazlalığı demektir.

256 renk 8 bit’i kullanır ve ekranda sadece 256 farklı renk görünür. Yüksek (high) renk 16 bit’i kullanır ve ekranda 65536 (64K) renk görüntülenir. Gerçek (true) renk 24 bit kullanır ve ekranda 16 milyon ren görüntülenir. 16 ve 24 bit arasındaki fark insan gözü tarafından algılanmaz.



Ekran kartı için gereken video RAM miktarı şu şekilde formüle edilebilir:

yatay çözünürlük x dikey çözünürlük x 1 pixel için gereken byte miktarı = ekran kartında bulunması gereken minimum ram miktarı (byte)

16 renkte: 1 pixel için 0,5 byte

256 renkte : 1 pixel için 1 byte

64K renkte: 1 pixel için 2 byte

16,7 milyon renkte: 1 pixel için 3 byte gerekir.

Mesela: 16,7 milyon renk ve 1024 x 768 çözünürlük için;

1024 x 768 x 3 = 2,359,296 byte = 2,4 MB (yaklaşık) video RAM gerekmektedir. Dolayısıyla piyasada bu sınırın üzerinde 4 MB ekran kartı bulunduğundan en azından bunun kullanılması gerekmektedir.

alıntıdır

13 Aralık 2011 Salı

  YAZICI YAPISI VE ÇALIŞMASI
Yazıcıların Yapısı ve Yazıcıların Çalışma Prensibi

Nokta vuruşlu yazıcılar, kâğıt üzerinde bir karakteri belli sayıda nokta kalıbıbasarak oluşturur. Baskıkalıplarıyazıcının belleğinde tutulur. Bir karakter basılacağızaman kalıp bellekten alınır, daha sonra da yazma kafasına iletilir. Yazma kafasıüzerinde bulunan iğneler, alınan karaktere bağlıolarak şerit üzerine baskıyapar.

1. Şerit (Kartuşüzerindeki Siyah Bant) 
2. Adım Motor (Yazma Kafasınıhareket ettirir.)
3. Yazma Kafası( Üzerinde iğneler bulunur)
4. Güç Kaynağı(Sisteme enerji sağlar)
5. Silindir (Kâğıdıhareket ettirir.)
6. Kâğıt (Çıktıalınacak form)






Nokta vuruşlu yazıcılarda iki tür yazma kafasıkullanılır. Bunlar; manyetik ve
elektromanyetik esaslara göre çalışan yazma kafalarıdır. Her ikisinin de çalışma mantığı aynıdır ve iğnenin şerit üzerine vurmasınısağlamaya yöneliktir. Fakat manyetik yazma kafaları daha hızlı olduğundan daha profesyonel basım işleri yapan yerlerde kullanılmaktadır.









YAZICILARIN BAĞLANMASI
1- Bileşenlerin genel kontrolü
Yapmanız gereken ilk işlem, yazıcıyı ambalajından çıkarmak ve kutu içerisinde eksik bir aparatın bulunup bulunmadığını kontrol etmek. Kutuda bulunması gereken aparatların eksiksiz bir listesini, ürünle birlikte gelen kullanım kılavuzunda bulabilirsiniz. Eğer gözünüze herhangi bir eksik çarparsa, hiç vakit kaybetmeden yazıcıyı satın aldığınız satıcıya baş vurmalısınız.
Yazıcıyı bilgisayara bağlamak için, standart elektrik kablosu ile birlikte bir de paralel kabloya (yazıcının bilgisayarın paralel girişine bağlanmasını sağlayan uygun kablo) ihtiyacınız olacak. Bu kablo, genelde yazıcı ile birlikte kullanıcılara sunulmaktadır. Ancak bazı üreticiler, paralel kabloyu ayrı olarak satışa sunmayı tercih ediyorlar. Bu yüzden, öncelikle paralel kablonun ürünle birlikte gelip gelmediğini öğrenmelisiniz. Eğer kablo kutu içerisine dahil edilmemişse, küçük bir harcama yapıp kabloyu ayrı olarak satın almanız gerekecektir.
İkinci adıma geçmeden önce küçük bir hatırlatma… Yeni nesil yazıcıların büyük çoğunluğu, bilgisayar bağlantısı için USB arabirimini kullanmaktadırlar. Eğer sizin yazıcınız da bu arabirimi destekliyorsa, bu durumda paralel kablo yerine USB kablosuna ihtiyacınız olacak.
2- Yazıcının hazırlanması
Yazıcının tüm mobil parçaları, doğal olarak kaldırılması gereken yapıştırıcı bant ve uygun plastik sabitleme tertibatları ile bloke edilmiştir. İlk olarak, cihazın dış kısmında göreceğiniz yapıştırıcı bantı çıkartın. Daha sonra kapağı açın ve yazıcı başlığını bloke eden plastik tertibatları da kaldırın. Bu tertibatları saklamanızda yarar var, çünkü yazıcıyı başka bir yere taşırken faydalı olabilirler.
3- Kâğıt ayarları
Tüm yazıcılar, kağıdın genişliğine ve uzunluğuna göre ayarlanabilen uygun kollara sahiptirler. A4 formatındaki kağıtları tepsiye yerleştirmeyi kolaylaştırmak için, bu kolları kaydırmak faydalı olabilir. Önce tepsiye bir miktar kağıt yerleştirin; hemen ardından kolları kağıtların kenarına doğru kaydırın.
4- Elektrik bağlantısı
Yazıcıyı elektrik hattına bağlayabilmeniz için özel bir adaptöre ve kabloya ihtiyacınız olacak. Siyah bir kutuya benzeyen adaptör ve bağlantı kablosu, yazıcı ile birlikte kullanıcılara sunulmaktadır. Kablonun bir ucunu yazıcının uygun girişine, diğer ucunu da adaptör üzerindeki girişe takın. Adaptörden çıkan kabloyu ise prize bağlamanız gerekiyor.
5- Mürekkep kartuşlarının yerleştirilmesi
Yazıcıyı çalıştırın ve kapağını açın. Kapağı açtığınızda, kartuş yuvalarının da ortaya doğru hareket ettiklerini göreceksiniz. Yeni nesil yazıcıların hemen hepsi, iki farklı kartuş yuvasına sahiptir. Küçük yuvaya siyah mürekkep kartuşu, diğerine ise renkli mürekkep kartuşu yerleştirilir. Kartuşları kutusundan çıkartın ve üzerlerindeki koruyucu bandı, bu kısma dokunmamaya dikkat ederek ayırın. Artık kartuşları yuvalarına yerleştirebilirsiniz.
Ancak bu işlemi gerçekleştirmeden önce, kullanım kılavuzundaki talimatlara göz atmayı da ihmal etmeyin.
 
 
6- Yazıcının bilgisayara bağlanması
Başlamadan önce hem bilgisayarın hem de yazıcının kapalı olması gerektiğini unutmayın. Paralel kablonun bir ucunu yazıcıya takın (gerekli giriş yazıcının arkasında bulunur) ve jakı sabitleyicilerin yardımıyla yuvaya sabitleyin. Kablonun diğer ucunu ise, bilgisayarın arkasında bulunan paralel girişe (LPT yuvası) yerleştirin ve jakın iki yanında bulunan vidaları sıkın.
Eğer yazıcı USB arabirimini kullanan bir modelse, yine aynı aşamaları izleyeceksiniz. Ancak bu kez kablonun iki ucunda da sabitleyici bulunmadığını göreceksiniz ve bağlantı için USB girişlerinden yardım almanız gerekecek.
7- Gerekli sürücülerin yüklenmesi
Yazıcının ve bilgisayar arasındaki bağlantıların doğru olarak yapılıp yapılmadığını bir kez daha kontrol edin. Herşey yolundaysa, artık bilgisayarı ve yazıcıyı çalıştırabilirsiniz.
Windows açıldığında, yazıcı ile birlikte gelen CD’yi CD sürücünüze yerleştirin ve kısa bir süre bekleyin. Yükleme programı otomatik olarak başlayacaktır. Bu noktadan sonra, ekranda göreceğiniz talimatları izlemeli ve kurulumu tamamlamalısınız. Kurulum işlemi sona erdiğinde, yazıcınız da kullanım için hazır duruma gelmiş olacaktır. Artık belgelerinizi basmaya başlayabilirsiniz.